ANNENİZ BU İŞİ NE KADAR BİLİYOR?

İnsanın en zor anlarında, hayatta en sevdiği ve güvendiği kişinin yani annesinin yanında olması ve ona destek olmasından daha güzel bir şey var mıdır?
Annelerimiz; fedakar, yardımcı, bizim için her şeyi yapabilecek insanlar.
Sizde anne olmaya hazırlanıyorsunuz; önce bedeninizde bir CAN büyütüyorsunuz, sonra onu dünyaya getirip, en iyi, en mükemmel bir şekilde, değişen çevresel koşullara uyum sağlayarak ve zarar görmesin diye her türlü önlemi alarak büyütmeye devam edeceksiniz.
Annenizin sizin için yaptıklarını, sizde bebeğiniz için yapmak istiyorsunuz. Her anne bebeği için her şeyin en mükemmelini ister.
Değişen çevresel koşullar ve yapılan araştırmaların sonucu olarak bilinmeyenlerin artık bilinmeye başlanması ya da yanlış olduğunun tespit edilmesi ile annenizin sizin bebekliğinizde yaptığı bazı uygulamaları, siz bebeğiniz için yapmamanız gerekiyor. Bu nedenle annenizden doğru destek almayı öğrenmelisiniz. Büyüklerin desteği tartışılmayacak kadar önemli, ama değişiklikleri de onlarla paylaşarak, doğru bildikleri yanlış uygulamaları sizin bebeğinize yapmamalarını sağlamalısınız.
Bebeğiniz için yapmamanız gereken yanlış uygulamalar;
Bebek doğar doğmaz şekerli su verilmeli: eskiden bu uygulama bebeklerin kan şekeri düşmesin diye yapılırmış. Ancak oldukça yanlış bir uygulama olduğu artık bilinmekte; bebeklere doğar doğmaz böyle bir şeker yüklemesi gereksiz. Sağlıklı bir şekilde doğan bebeklerde anne sütü dışında başka gıda kesinlikle verilmemelidir. Eğer bebeğin desteğe ihtiyacı varsa, bu durumu uzmanların değerlendirip ihtiyacı ölçüsünde destek sağlamaları daha doğru bir yaklaşımdır.
Doğum sonrası bebekler anne sütü gelmediği için ve doymadıklarından çok ağlarlar, doysunlar diye mama vermek gerekir:Bebekler alışkın oldukları ve kendilerini güvende hissettikleri anne karnından ayrıldıktan sonra yeni ortama adaptasyon sürecinde ağlayabilirler. Ağlamak sadece açlığın göstergesi değildir, bebekler anneyi özlediklerinde de ağlarlar. Doğduklarında ki anne sütü ihtiyaçları anne sütünün artması ile doğru orantılı olarak artacaktır. Bu nedenle doğduklarında daha çok anne kucağına ve emmeye ihtiyaçları vardır. Emdikçe anne sütü de artacaktır.
Bebekleri kucağa çok almamak gerekir, kucağa alışırlar: Bu uygulama bebekler kucağa alışmasın diye yapılan bir uygulamaydı. Özellikle annelerin bebeğini kucaklarına almamaları istenirdi. Eski aile yaşantılarını düşünecek olursak annenin daha çok bebeği ile ilgilenmesi evdeki diğer işlerin aksamasına yada kayınvalideye kalmasına neden olacağı için bu uygulama aile büyükleri tarafından çok sevilen ve ısrar edilen bir uygulama olmuştur. Bebekle ilgilenmek, sevmek zaman geçirmek aile büyüklerinin işi, bebeklerin bakımını sağlamak ve evin diğer işlerini yapmakta annenin işi olmuştur. Oysa ki; bebekler doğum sonrası tanıdıkları sese, kokuya, kalp atışına yani kendilerini güvende hissettikleri yere anne karnına özlem duyarlar. Bu duygularını bilip ilk günlerde annelerin ve babaların bebeğini sık sık kucağına almaları ve onun güvende olduğunu hissettirmeleri gerekir. Doğum sonrası ilk aylar bebeğin özgüveninin en çok geliştiği aylardır. Bu nedenle ona güvende olduğunu hissettirmek ilerde de güçlü bir kişiliğe sahip olmasını sağlayacaktır.
Bebek doğar doğmaz damağına hurma sürülmeli: Hurma, kutsal topraklardan gelen bir meyve olduğu için aynı zamanda tatlı olmasından dolayı tercih edilen bir meyvedir. Temelde bebeğin ağzına çiğnenmiş tatlı bir gıdanın verilmesi sünnet kabul edildiği için ülkemizde hala rastladığımız bir uygulamadır. İhtiyaç olmadığı sürece bebeğin ağzına anne sütü dışında herhangi bir gıdanın verilmesi sağlık açısından uygun değildir. Çünkü; bebeğin ağız, mide ve bağırsak dokusu anne sütü dışındaki gıdaları sindirecek kadar henüz gelişmemiştir.
Bebek hıçkırıyor ise ağzına limon damlatılmalı:Bebeklerin hıçkırması beklendik bir durumdur. Hastalık yada bir sorun belirtisi değildir. Bebeklerde mide kapasitesinin değişmesi ile diyaframa yapılan basınç hıçkırığın nedenlerindendir. Hıçkırık başladığı anda gaz çıkarma pozisyonunda gaz çıkarma işlemi yapılması mideyi rahatlatacaktır yada tekrar emzirmek de hıçkırığın geçmesini sağlar. Limon gibi asitli bir gıdanın tek damlası bile bebekler için uygun değildir.
Bebek beslenme sonrası kusmaması için yan yatırılır: Bebekler kusmasın diye beslenme sonrası yan yatırılırlarmış. Artık yapılan araştırmalar gösteriyor ki; Yan yatırmak daha riskli, yatakta ölümlerin nedenlerine bakıldığında, yan yatırma sonrası kusma ve aspirasyon riski daha yüksek. Beslenme sonrası yan yatırmak yerine sırtüstü yatırıp kafasını yan çevirmek daha güvenli bir yatırma şeklidir.
Bebeğe damak tadı gelişsin diye şekerli gıdalar (bal, reçel gibi) verilmeli: Bebeklere ilk 6 ay sadece anne sütü verilmeli, 1 yaşına kadar ise yapay olarak hazırlanan reçel, bal, inek sütü, alerjik özellik gösteren çilek gibi meyveler yedirilmemelidir. Mide barsak sistemleri ve bağışıklık sistemleri bu tür gıdalar için 1 yaşından önce hazırlanamaz. Daha doğal ve doktorunun önerdiği gıdalar tüketilmelidir.
Emziği tutmuyorsa emziğin ucuna şekerli gıdalar sürülerek verilmeli:Bazı bebekler emziğin yapısından dolayı sevmeyebilirler, yada sevecekleri emziği buluncaya kadar diğerlerini reddedebilirler. Bu beklendik bir durumdur, fakat daha hızlı emziğe alışsın diye bala, reçele batırılarak emziğin verilmesi hem bebeğin kafasını karıştırır, hemde bu tür gıdalar 1 yaşından önce uygun değildir.
Banyo sonrası ayaklarından tutup baş aşağı sallandırılmalı: Eskiden ağzına ve kulağına su kaçmış ise çıksın diye ayaklarından tutulup başaşşağı bebekler sallandırılırmış. Bu uygulama sonucu, kalça çıkıklıkları ve bebeğin kayması ve düşmesi gibi kazaların görülmesi riski oldukça yüksektir. Elinizle banyo sonrası yüzünü silmeniz ve doğru teknikle yıkamanız yeterlidir.
Bebeği ilk banyosunda tuzlamak: Bebeklerin ileriki yaşlarda terlememeleri ve bunun yanısıra terinin kokmaması için bebekler ilk banyolarında, bazı bölgelerde ise 40 günlük oluncaya dek her banyolarında tuzlu su ile yıkanırlarmış. Bilimsel olarak bu işlemin beklenilen sonucu yaratmadığı artık bilinmektedir. Terlemek ve ter özellikleri genlerle geçtiği için tuzlamanın bir faydası yoktur.
Gözlerine ve kaşlarına sürme çekilmesi: ülkemizde bazı bölgelerde kaşları düzgün, ve gözleri sürmeli olsun diye böyle bir uygulama yapılırmış. Günümüzde bu uygulamanın da bebeğe doğduğu anda bir travma yaşatması dışında herhangi bir etkisinin olduğu söylenemez . Özellikle sıcak mil ile yapıldığı toplumlarda, göze ve cilde zarar verme riski de düşünülecek olursa oldukça tehlikeli bir uygulamadır.
Bebekler doğduklarında çok üşürler kat kat giydirilmeli ve sarılmalıdır: Bebekler 36 derecelik anne vücudundan 25 derecelik oda ısısına doğarlar, doğdukları an bu ısı farkından dolayı vücut ısılarını dengede tutamazlar ve bu durum yaklaşık 10 saat sürer. 10 saate kadar bebekler sıkı giydirilmeli ve sarılmalıdır, daha sonra ise yavaş yavaş fazlalıklardan kurtularak 22-24 derecede iki kat penye kıyafet giyecek şekilde ve oda ısısının değişimine göre üstü inceltilerek normal koşullara adaptasyonu sağlanmalıdır. Sarmak ve çok giydirmek bebeğin daha çok mayışmasını, emmemesini, uykuya eğiliminin olmasını sağlayacağı için tercih edilmemelidir. Bebeğinizin ısı alışkanlığını kazandırmak tamamen sizin elinizdedir. İsterseniz çok kalın giyinen bir birey isterseniz ince giyinen bir birey olmasını sağlayabilirsiniz. Ellerinin ayaklarının ve burnunun soğuk olmasıda üşüdüğünü göstermez.
Gözlere limon sıkmak: temizlemek için ve parlak olması amacıyla damlatılırmış. Limonun ne kadar asitli olduğunu düşünecek olursak bebeklerin gözüne verdiği zararı tahmin bile edemeyiz. Temizlemek için çapak yoksa herhangi bir uygulamaya gerek yoktur. Parlaklık ise genetik bir olaydır.
Anneler için yapılan yanlış uygulamalar;
1.Göğüs ucunun karbonatlı su ile temizlenmesi: Karbonatlı su yada sabun gibi cildi kurutan uygulamalar tamamen yanlıştır. Bu uygulama, göğüs gibi çok daha hassas bir bölgenin, çatlamasına, daha çok kurumasına ve daha ağrılı olmasına neden olur.
2.Sütü artırmak için tatlı ağırlıklı beslenme: Sütü artırmak için daha çok su içmek ve dengeli beslenmek yeterlidir. Tatlı gıdalar annede kilo yapmak dışında süt üzerinde çok etkili değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder