ANKARADA BİR İLK

EMZİRME DANIŞMANLIĞI HİZMETİ İLE YANINIZDAYIZ;
  1. DOĞUM ÖNCESİ, EMZİRME SÜRECİNDE BİLGİLENDİRME
    Doğum Sonrası Emzirme Süreci Nasıl Başlayıp Nasıl Devam Etmeli !
    Doğum Öncesinde, Emzirme Dönemi İçin Neler Yapılabilir ?
    Doğum Sonrasında Evde Bulunması Gereken Malzemelerin Hazırlığı
  2. DOĞUM ANI
    Doğumdan Hemen Sonra İster Hastanede İster Evinizde Emzirme Düzeni Oluşturmak İçin Yanınızdayız !
    Bebeğinizin Emme Problemlerine Destek Olmak için Yanınızdayız !
    Meme Sorunları Var İse, Sorunun Ne Olduğunu Tespit Edip, Sorunu Çözmek İçin Yanınızdayız !
    Hangi Durumlarda Süt Sağılmalı ?
    Süt Sağma Teknikleri ve Süt Saklama Koşulları Hakkında Siz Değerli Anneleri Bilgilendirmek İçin Yanınızdayız !
  3. ANNEYİ EN GÜVENDİĞİ YER“EVİNDE”DESTEKLEMEK İÇİN LIKE A MOTHER ANNE-BEBEK BAKIM VE DANIŞMANLIK MERKEZİ HİZMETİNİZDE.

ANNENİZ BU İŞİ NE KADAR BİLİYOR?

İnsanın en zor anlarında, hayatta en sevdiği ve güvendiği kişinin yani annesinin yanında olması ve ona destek olmasından daha güzel bir şey var mıdır?
Annelerimiz; fedakar, yardımcı, bizim için her şeyi yapabilecek insanlar.
Sizde anne olmaya hazırlanıyorsunuz; önce bedeninizde bir CAN büyütüyorsunuz, sonra onu dünyaya getirip, en iyi, en mükemmel bir şekilde, değişen çevresel koşullara uyum sağlayarak ve zarar görmesin diye her türlü önlemi alarak büyütmeye devam edeceksiniz.
Annenizin sizin için yaptıklarını, sizde bebeğiniz için yapmak istiyorsunuz. Her anne bebeği için her şeyin en mükemmelini ister.
Değişen çevresel koşullar ve yapılan araştırmaların sonucu olarak bilinmeyenlerin artık bilinmeye başlanması ya da yanlış olduğunun tespit edilmesi ile annenizin sizin bebekliğinizde yaptığı bazı uygulamaları, siz bebeğiniz için yapmamanız gerekiyor. Bu nedenle annenizden doğru destek almayı öğrenmelisiniz. Büyüklerin desteği tartışılmayacak kadar önemli, ama değişiklikleri de onlarla paylaşarak, doğru bildikleri yanlış uygulamaları sizin bebeğinize yapmamalarını sağlamalısınız.
Bebeğiniz için yapmamanız gereken yanlış uygulamalar;
Bebek doğar doğmaz şekerli su verilmeli: eskiden bu uygulama bebeklerin kan şekeri düşmesin diye yapılırmış. Ancak oldukça yanlış bir uygulama olduğu artık bilinmekte; bebeklere doğar doğmaz böyle bir şeker yüklemesi gereksiz. Sağlıklı bir şekilde doğan bebeklerde anne sütü dışında başka gıda kesinlikle verilmemelidir. Eğer bebeğin desteğe ihtiyacı varsa, bu durumu uzmanların değerlendirip ihtiyacı ölçüsünde destek sağlamaları daha doğru bir yaklaşımdır.
Doğum sonrası bebekler anne sütü gelmediği için ve doymadıklarından çok ağlarlar, doysunlar diye mama vermek gerekir:Bebekler alışkın oldukları ve kendilerini güvende hissettikleri anne karnından ayrıldıktan sonra yeni ortama adaptasyon sürecinde ağlayabilirler. Ağlamak sadece açlığın göstergesi değildir, bebekler anneyi özlediklerinde de ağlarlar. Doğduklarında ki anne sütü ihtiyaçları anne sütünün artması ile doğru orantılı olarak artacaktır. Bu nedenle doğduklarında daha çok anne kucağına ve emmeye ihtiyaçları vardır. Emdikçe anne sütü de artacaktır.
Bebekleri kucağa çok almamak gerekir, kucağa alışırlar: Bu uygulama bebekler kucağa alışmasın diye yapılan bir uygulamaydı. Özellikle annelerin bebeğini kucaklarına almamaları istenirdi. Eski aile yaşantılarını düşünecek olursak annenin daha çok bebeği ile ilgilenmesi evdeki diğer işlerin aksamasına yada kayınvalideye kalmasına neden olacağı için bu uygulama aile büyükleri tarafından çok sevilen ve ısrar edilen bir uygulama olmuştur. Bebekle ilgilenmek, sevmek zaman geçirmek aile büyüklerinin işi, bebeklerin bakımını sağlamak ve evin diğer işlerini yapmakta annenin işi olmuştur. Oysa ki; bebekler doğum sonrası tanıdıkları sese, kokuya, kalp atışına yani kendilerini güvende hissettikleri yere anne karnına özlem duyarlar. Bu duygularını bilip ilk günlerde annelerin ve babaların bebeğini sık sık kucağına almaları ve onun güvende olduğunu hissettirmeleri gerekir. Doğum sonrası ilk aylar bebeğin özgüveninin en çok geliştiği aylardır. Bu nedenle ona güvende olduğunu hissettirmek ilerde de güçlü bir kişiliğe sahip olmasını sağlayacaktır.
Bebek doğar doğmaz damağına hurma sürülmeli: Hurma, kutsal topraklardan gelen bir meyve olduğu için aynı zamanda tatlı olmasından dolayı tercih edilen bir meyvedir. Temelde bebeğin ağzına çiğnenmiş tatlı bir gıdanın verilmesi sünnet kabul edildiği için ülkemizde hala rastladığımız bir uygulamadır. İhtiyaç olmadığı sürece bebeğin ağzına anne sütü dışında herhangi bir gıdanın verilmesi sağlık açısından uygun değildir. Çünkü; bebeğin ağız, mide ve bağırsak dokusu anne sütü dışındaki gıdaları sindirecek kadar henüz gelişmemiştir.
Bebek hıçkırıyor ise ağzına limon damlatılmalı:Bebeklerin hıçkırması beklendik bir durumdur. Hastalık yada bir sorun belirtisi değildir. Bebeklerde mide kapasitesinin değişmesi ile diyaframa yapılan basınç hıçkırığın nedenlerindendir. Hıçkırık başladığı anda gaz çıkarma pozisyonunda gaz çıkarma işlemi yapılması mideyi rahatlatacaktır yada tekrar emzirmek de hıçkırığın geçmesini sağlar. Limon gibi asitli bir gıdanın tek damlası bile bebekler için uygun değildir.
Bebek beslenme sonrası kusmaması için yan yatırılır: Bebekler kusmasın diye beslenme sonrası yan yatırılırlarmış. Artık yapılan araştırmalar gösteriyor ki; Yan yatırmak daha riskli, yatakta ölümlerin nedenlerine bakıldığında, yan yatırma sonrası kusma ve aspirasyon riski daha yüksek. Beslenme sonrası yan yatırmak yerine sırtüstü yatırıp kafasını yan çevirmek daha güvenli bir yatırma şeklidir.
Bebeğe damak tadı gelişsin diye şekerli gıdalar (bal, reçel gibi) verilmeli: Bebeklere ilk 6 ay sadece anne sütü verilmeli, 1 yaşına kadar ise yapay olarak hazırlanan reçel, bal, inek sütü, alerjik özellik gösteren çilek gibi meyveler yedirilmemelidir. Mide barsak sistemleri ve bağışıklık sistemleri bu tür gıdalar için 1 yaşından önce hazırlanamaz. Daha doğal ve doktorunun önerdiği gıdalar tüketilmelidir.
Emziği tutmuyorsa emziğin ucuna şekerli gıdalar sürülerek verilmeli:Bazı bebekler emziğin yapısından dolayı sevmeyebilirler, yada sevecekleri emziği buluncaya kadar diğerlerini reddedebilirler. Bu beklendik bir durumdur, fakat daha hızlı emziğe alışsın diye bala, reçele batırılarak emziğin verilmesi hem bebeğin kafasını karıştırır, hemde bu tür gıdalar 1 yaşından önce uygun değildir.
Banyo sonrası ayaklarından tutup baş aşağı sallandırılmalı: Eskiden ağzına ve kulağına su kaçmış ise çıksın diye ayaklarından tutulup başaşşağı bebekler sallandırılırmış. Bu uygulama sonucu, kalça çıkıklıkları ve bebeğin kayması ve düşmesi gibi kazaların görülmesi riski oldukça yüksektir. Elinizle banyo sonrası yüzünü silmeniz ve doğru teknikle yıkamanız yeterlidir.
Bebeği ilk banyosunda tuzlamak: Bebeklerin ileriki yaşlarda terlememeleri ve bunun yanısıra terinin kokmaması için bebekler ilk banyolarında, bazı bölgelerde ise 40 günlük oluncaya dek her banyolarında tuzlu su ile yıkanırlarmış. Bilimsel olarak bu işlemin beklenilen sonucu yaratmadığı artık bilinmektedir. Terlemek ve ter özellikleri genlerle geçtiği için tuzlamanın bir faydası yoktur.
Gözlerine ve kaşlarına sürme çekilmesi: ülkemizde bazı bölgelerde kaşları düzgün, ve gözleri sürmeli olsun diye böyle bir uygulama yapılırmış. Günümüzde bu uygulamanın da bebeğe doğduğu anda bir travma yaşatması dışında herhangi bir etkisinin olduğu söylenemez . Özellikle sıcak mil ile yapıldığı toplumlarda, göze ve cilde zarar verme riski de düşünülecek olursa oldukça tehlikeli bir uygulamadır.
Bebekler doğduklarında çok üşürler kat kat giydirilmeli ve sarılmalıdır: Bebekler 36 derecelik anne vücudundan 25 derecelik oda ısısına doğarlar, doğdukları an bu ısı farkından dolayı vücut ısılarını dengede tutamazlar ve bu durum yaklaşık 10 saat sürer. 10 saate kadar bebekler sıkı giydirilmeli ve sarılmalıdır, daha sonra ise yavaş yavaş fazlalıklardan kurtularak 22-24 derecede iki kat penye kıyafet giyecek şekilde ve oda ısısının değişimine göre üstü inceltilerek normal koşullara adaptasyonu sağlanmalıdır. Sarmak ve çok giydirmek bebeğin daha çok mayışmasını, emmemesini, uykuya eğiliminin olmasını sağlayacağı için tercih edilmemelidir. Bebeğinizin ısı alışkanlığını kazandırmak tamamen sizin elinizdedir. İsterseniz çok kalın giyinen bir birey isterseniz ince giyinen bir birey olmasını sağlayabilirsiniz. Ellerinin ayaklarının ve burnunun soğuk olmasıda üşüdüğünü göstermez.
Gözlere limon sıkmak: temizlemek için ve parlak olması amacıyla damlatılırmış. Limonun ne kadar asitli olduğunu düşünecek olursak bebeklerin gözüne verdiği zararı tahmin bile edemeyiz. Temizlemek için çapak yoksa herhangi bir uygulamaya gerek yoktur. Parlaklık ise genetik bir olaydır.
Anneler için yapılan yanlış uygulamalar;
1.Göğüs ucunun karbonatlı su ile temizlenmesi: Karbonatlı su yada sabun gibi cildi kurutan uygulamalar tamamen yanlıştır. Bu uygulama, göğüs gibi çok daha hassas bir bölgenin, çatlamasına, daha çok kurumasına ve daha ağrılı olmasına neden olur.
2.Sütü artırmak için tatlı ağırlıklı beslenme: Sütü artırmak için daha çok su içmek ve dengeli beslenmek yeterlidir. Tatlı gıdalar annede kilo yapmak dışında süt üzerinde çok etkili değildir.

BEBEKLER NEDEN AĞLAR ?

Yapılan araştırmalar sağlıklı bebeklerin fiziksel ve manevi ihtihaçları için günde ortalama 1-4 saat arası ağladıklarını göstermektedir.
Yetişkinlerde ağlamak üzüntünün ifadesiyken, bebeklerde herzaman üzüntünün ifadesi olmayıp, onların kendilerini anlatma şekli, yani dili olmaktadır. Doğduğu andan itibaren bebekler kendilerini ağlayarak ifade ederler. Ağlama şekli, ritmi zamanla ihtiyaçlarına göre farklılaşır ve anne-babalar bebeklerinin ne anlatmak istediklerini anlayıp çözmeye çalışırlar.
Bebeğiniz ağlıyorsa; öncelikle fiziksel ihtiyaçları (açlık, ağrı,altının kirli olması, odasının ısısının fazla sıcak Ya da soğuk olması , gibi bunlara benzer durumlar) düşünülmeli, problem yoksa manevi ihtiyaçları olabileceği düşünülerek çözüm sağlanmalıdır.
Bebeğinizin manevi ihtiyacını nasıl anlarsınız?
Karnını doyurdunuz, altını değiştirdiniz, oda ısısı normal (bebekler için normal oda ısısı 22-24 derecedir), giysileri uygun, sessiz-sakin bir ortam oluşturdunuz ama bebeğiniz ağlamaya devam ediyorsa, ağlaması anne karnına dönme isteğinden kaynaklanıyor olabilir.
9 aylık anne karnında geçen mükemmel dönemden sonra , değişen çevresel koşullar bebeğinizi üzmüş, kendisini güvende hissetmemiş olabilir. Ona kendisini güvende hissettirmek sizin elinizde, özellikle doğum sonrası ilk dönemlerde kendini güvende hisseden bebekler daha huzurlu ve özgüveni yüksek kişiler olarak hayata başlar. Bebeğinizin manevi ihtiyaçlarını karşılayarak özgüveni yüksek bir birey olmasını sağlayabilirsiniz.
Bebeğinizin kendini güvende hissetmesi için ilk aylarda onu sık sık kucağınıza alıp, özellikle kalbinizin üzerine, ten tene olacak şekilde yatırıp, sessiz, sakin bir ortamda , bebeğinizle keyifli zamanlar geçirmelisiniz. Bu uygulama ile bebeğinize anne karnındaki kadar güvende olduğu mesajı vermiş olursunuz. Onun kişiliğini destekler tarzda pozitif cümleler içeren konuşmalar, yumuşak bir ses tonu ile söylenen şarkılar, hafif dokunuşlar bebeğinizi rahatlatacak ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.
Hayata güven içinde sağlıklı, huzurlu, mutlu ve özgüveni yüksek bir birey yetiştirmek siz anne ve babaların elinde, onları güvensiz bırakmayın!

PİLATESİN GEBELİK VE DOĞUM KONUSUNDA FAYDALARI

Her kadın hamile olduğunu öğrendiğinde, zihninde bir dizi düşünce yoğunluğu oluşur.
Çoğunlukla bebeğini düşünmekten anne adayları kendilerini unutuverirler. Aslında bebek için harcanan emeğin daha fazlası anne adayları için harcanmalıdır.
Anne adaylarının, geçmişten gelen doğum tecrübeleri, çok acı çekeceği korkusu, fizyolojik değişikliğe alışamama gibi bazı düşünceler anne adaylarını strese sokar.
Düşünce yolu ile de olsa negatif enerjimiz bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkileyecektir.
Kendinize doğum sürecini daha keyifli, daha mutlu, daha güvenli geçirmenizi sağlamak amacı ile merkezimizde, gevşeme teknikleri-plates-yoga ve egzersiz programları uygulanmaktadır. Programlar kişinin deneyimlerine ve gebelik haftasına uygun olarak düzenlenmektedir.
Plates ,zihin ve vücut bütünlüğünü öngören denge, nefes ve hareketin kontrolünü, postür düzgünlüğünü ve stabilizasyonunu sağlayan, alanında uzman bir eğitmen ile yapılan egzersiz programıdır.
Platesin gebelik üzerindeki faydaları ise…
*Vücut farkındalığı oluşturur.
* Düzgün duruş geliştirilmesini ve korunması sağlar.
* Plates vücudunuzu dolayısıyla da hayatınızı kontrol edebilme yetisi kazandırır. Her spor yapanlarda olduğu gibi pilates yapanlarda da vücutta artan endorfin (mutluluk) hormonu sayesinde fiziksel ve psikolojik rahatlama sağlanır, hamile bayanların kendilerini fiziksel ve psikolojik olarak daha rahat ve güçlü hissetmelerine yardımcı olur.
* Vücuda faydasının yanı sıra stresten uzaklaşmak için idealdir.
* Hamilelikte en sık rastladığımız şikayetlerden biri olan bel ve sırt ağrılarını, bu bölgelerdeki kasları güçlendirerek azaltır.
* Hamilelikte karın kaslarını güçlendirerek doğum sürecinin daha kolay geçmesini sağlar.
* Denge-konsantrasyon kontrolünü arttırır.Bu sayede anne adayı normal doğuma daha iyi konsantre olur, bebeğine doğum anında daha iyi yardımcı olur.
* Anne doğum sırasında gerekli solunum ve gevşeme tekniklerini daha iyi yapabilir.
* Doğumdan sonra karın bölgesinin normale - dönmesini hızlandırır.
* Kol ve bacaklardaki ödem ve şişlikler azaltır.
* Hamilelikte kendine güveni arttırır.
* Vücudun değişen ağırlık merkezine kontrolünü arttırır.
Platesin bu güzel faydalarından yararlanabilmek için uzun zamanlara ihtihaç yoktur.
Evde ya da merkezlerde yapılan istikrarlı ve düzenli bir program ile herkes bu aktiviteden faydalanabilir.
Tıbbi plates gebeliğin tüm dönemlerinde uygulanabilecek hafif-orta şiddette bir egzersizdir.
Hamilelikte pilates, doktorunuz izin verdiği sürece, gebeliğinizin 12 ve 16. haftası arasında başlanabilir.
Ortalama olarak haftada 2 veya 3 defa doğumunuza kadar güvenle devam edebilir, hamileliğinizi daha mutlu ve konforlu hale getirebilirsiniz:)
Hamile bayanların doktorlarından izin almadan ve gebeliğin durumu hakkında bilgi sahibi olmadan plates yapmaları kesinlikle önerilmez.

ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRAN FAKTÖRLER

Emzirme Yaşandıkça Öğrenilecek Bir Durumdur!!!
Emme, bebekelerin anne karnında iken öğrendikleri bir davranış olsada, bu durum anneler için sonradan öğrenilen, geliştirilebilen ve en önemlisi sabır isteyen bir durumdur.
Emzirmek bebek için, hayata sağlıklı başlamak için bir başlangıç noktasıdır.
“Emzirmeye ve kendinize odaklanın”
Anne mümkün olduğu kadar stres ve yorgunluktan uzak durmalı ve tutulmalı,
Özellikle baba başta olmak üzere,diğer aile üyeleri anneyi desteklemeli, olumlu ve destekleyici davranışlar gösterilmelidir.
Bebeğinizi, emzirme öncesi sevmek, ona dokunmak, güzel cümleler sarfetmek, onu okşamak, öpmek, koklamak,  ve tensel temas sonrasında  emzirmeye başlamak emme ve emzirme kalitesini arttıracaktır.
Süt artışı, beyinde bulunan hipofiz bezinden salgılanan PROLAKTİN hormonu tarafından sağlanır. Bu hormonun etkinliğini  MOTİVASYON, MUTLULUK, DİNLENME , ETKİN BİR UYKU, ILIK BİR DUŞ arttırabildiği gibi, annenin yaşam tarzına göre seçtiği; YOGA - PİLATES -GEVŞEME TEKNİKLERİ gibi dinginleştirici bir egzersiz programına katılarakta artırabilir.
Emzirirken anne rahat olduğu bir koltukta oturup, rahat olduğu bir emzirme pozisyonunda olmalı,
Emzirirken anne rahat, göğsünü ve kendini sıkmayan kıyafetler tercih etmeli,
Bebeğin altı temiz olmalı,
Anne ağır bir diyet ve ağır egzersiz programlarına katılmamalı,
Evinizde de olsanız, başka hiçbir şeyle ilgilenmeden sadece bebeğinize zaman ayıracağınız 2-3 günlük bir tatil planlayın. Bebeğinizle birlikte dinlenin, iyi beslenin ve onu sık sık emzirin.
Emzik ve  biberon; bebeğinizin, meme ucuna alışma sürecini uzatabileceğinden ilk zamanlar kullanmayın.
Bebeğiniz emmekte zorlanıyor diye sakın biberonla beslemeyin. Emzik vermeyin veya meme koruyucu kullanmayın. Bu tür gereçlerin kullanımı bebeğinizin meme ucunu algılamasında zorlanmaya yol açar.
Düzen Kurayım Derken Düzeni Bozmayın,
Bebeğinizin beslenme ve uyku saatlerini bir düzene oturtmaya çalışmanız ilk zamanlar mümkün olmayabilir. Zamana bırakın. Birinci ayından sonra bebekler, daha güçlü ve aktif emdikleri için özellikle gece uykuları 4-5 saate kadar çıkabilir.
Anne günde en az 2-3 lt sıvı almalı, bunun yanında destekleyici olarak;
- Isırgan otu çayı (taze olarak kendiniz demleyin!),
- Rezene çayı(taze olarak kendiniz demleyin!)
- Tahin helvası, dut pekmezi, beyaz dut kurusu,
- Kayısı kompostosu, kuru incir, dere oto , beyaz üzüm,
- Bezelye, nar, semiz otu ve sütlü tatlılar
tercih edilmelidir.
Dengeli beslenin, kalsiyum ve protein içeren gıdalar tüketin ve uzun süre aç kalmayın.
Eğer emzirme öncesinde ya da sonrasında anne, göğüslerde dolgunluk ve sertlik hisseder ise , elle ya da pompa yardımı ile süt sağma işlemi yapılabilir.
Her anne bebeğinin ihtiyacından fazla süt üretebilir, yeter ki yersiz endişelere kapılmasın ve bebek istedikçe emzirerek süt salgılanmasını ve göğsün boşalmasını sağlasın.
SÜT ARTIŞI Kendine Güven + Bebeğine Güven + Doğru Tutuş +  Sık Emzirme +  Daha Uzun Süre Emzirme + Daha Çok uyarı +   Daha Çok Süt Üretimi
BAŞARILI BİR EMZİRME;
ANNENİN BEBEĞİNİ EMZİRECEĞİNİ DÜŞÜNMESİ, İSTEMESİ VE BAŞARACAĞINA İNANMASIYLA BAŞLAR.

ANNE SÜTÜ

Anne Sütü Almak Her Bebeğin “HAKKI ve İHTİYACI” dır.
Bebeğiniz, gebeliğiniz süresince bedeninizden göbek kordonu aracılığı ile ihtiyacı olan tüm besin maddelerini alıp, büyümesini tamamlamaktadır. Doğum sonrası ise büyümesini sürdürebilmek için sizin vücudunuzda oluşan ve eşsiz bir besin olan “ANNE SÜTÜNE” ihtiyaç duymaktadır.
Anne sütü bebeğinize vereceğiniz en değerli armağandır. Anne sütü bebeğinizin fiziksel-zihinsel ve psikolojik gelişimi için rakibi olmayan tek üründür.
ANNE SÜTÜ bu kadar önemli iken neden bebeğiniz bu besinden yoksun kalsın?
Bebekler doğdukları ilk ½ ile 1 saat içinde emmeye çok istekli olurlar. Anne kucağında olup meme emmek, yaşadıkları doğum travmasını atlatmalarına yardımcı olur. Emerek rahatlar ve sakinleşirler. Aynı zamanda bu ilk emzirme ile onlar için hayati önem taşıyan kolostrumu da almaya başlamış olurlar.
Doğumdan hemen sonra gelmeye başlayıp 4-5 gün süren süt KOLOSTRUM dur.
Kıvamı koyudur ve sarı renktedir.
Kolostrum, enfeksiyonlara karşı vücudu koruyan antikorlar ve büyüme faktörleri bakımından oldukça zengindir.
Bebeğin bağırsaklarında biriken koyu kıvamlı, yeşilimsi dışkının (mekonyum) vücuttan atılmasını kolaylaştırır.
KOLOSTRUM sütünün bir damlasını bile israf etmeyin!!!
Kolostrumdan sonra “GEÇİŞ SÜTÜ”, geçiş sütünden sonra ise sürekli olarak “OLGUN SÜT” gelmeye başlar. Olgun süt, bebeğin ilk 6 aylık döneminde büyüme-gelişmesi için proteinleri ve enfeksiyonlardan korunması için gerekli bütün antikorlarları içerir.
ANNE SÜTÜNÜN BEBEĞİNİZ İÇİN FAYDALARI
Anne sütü, bebeğin sağlıklı olarak büyüme gelişmesini sağlayan besin maddelerinin hepsini içerir.
Sindirimi kolaydır, her zaman hazırdır, hijyeniktir, hazırlanması için herhangi bir şey gerekmez ve maliyeti düşüktür.
Bebeği; orta kulak iltihabı, barsak infeksiyonu, akciğer infeksiyonundan korur.
Allerjik hastalıklar, astım ve egzema gibi sorunlar anne sütü alan bebeklerde daha az görülür.
Anne sütü ile beslenen bebeklerde çocukluk çağı obezite, ileri yaş kalp hastalıkları, şeker hastalığı ve kanser daha az görülür.
Anne sütü almış okul çağı çocuklarında IQ, bilişsel ve görsel fonksiyonlar daha yüksek görülmüştür.
Anne sütü alan bebekler ağız, dil, çene, damak ve gırtlak kaslarını kullandıklarından düzgün bir çene ve diş yapısına sahip olurlar.
Anne, sütünün azaldığını düşünüyor ise;
Çok mu yorgun?
Uykusuz mu?
Beslenmesi nasıl?
Yeterli sıvı tüketiyor mu?
Çevresel desteklerinde sorun var mı?
Stres faktörleri var mı?
Soruları cevaplanmalıdır !!!
Mutlaka UZMAN bir KURUM ya da KURULUŞTAN yardım almalıdır.
Emzirme döneminde karşınıza çıkabilecek bazı sorunlar sizin emzirmenizi, bebeğinizin ise anne sütü almasını engellemesin.
Sağlıklı anne ve bebeklerde çözümü olmayan bir durum söz konusu değildir.
Uzman kişilerden yardım almanız sizi ve bebeğinizi sağlıklı kılacaktır.

LAMAZE FELSEFESİ

HAMİLELİĞE, DOĞUMA ve ANNE-BABA OLMAYA ETKİLERİ
Lamaze felsefesi ismini tekniği geliştiren doktor Fernand Lamaze'den almıştır. . Lamaze tekniğini Rusya'da gözlemlediği teknikleri geliştirerek oluşturmuştur. Sonrasında, Fernand Lamaze ilk olarak  1951 yılında Fransa'da bu tekniği uygulamaya başlamıştır.
Lamaze yöntemi; doğum öncesi annenin doğum hakkında bilgilendirilmesi, eğitilmesi, doğum sırasında annenin motive edilmesi, nefes egzersizleri ile rahatlama ve gevşeme gibi teknikleri içerir.
Lamaze felsefesi; doğuma doğallık katan, doğal doğumun sağlıklı , korkusuz ve mutlu bir şekilde gerçekleşmesi için gebelerin bilinçlenmesini ve doğru davranış geliştirmelerini amaçlayan bir felsefedir.
Lamaze felsefesine göre normal doğum için önemli 6 kriter vardır. Bunlar:
1- Doğum kendiliğinden başlamalıdır.
2 -Doğumda gebenin hareket özgürlüğü olmalıdır.
3- Gebeye doğum boyunca fiziksel ve psikolojik destek verilmelidir.
4- Rutin uygulamalardan kaçınılmalıdır.
5- Doğum sırasında gebe rahat ettiği pozisyonda doğal olarak ıkınmalıdır.
6- Doğumdan hemen sonar herhangi bir problem yoksa anne ile bebek hemen ten tene temas etmelidir.
Bu kriterler Dünya sağlık Örgütü'nün (WHO)de belirlediği kriterler temel alınarak geliştirilmiş ve araştırmalar ile etkinliği kanıtlanmıştır.
Lameza Felsefesine gore Hamilelik Bilinci;
Hamilelik normal ve doğal bir olaydır.
Kadın bedeni hamilelik boyunca bebeklerin gelişimine yardımcı olmak ve büyütmek için tasarlanmıştır.
Hamilelikte geçen 9 ay bebeklerin gelişip büyümesi, bedenin doğuma hazırlanması ve bir kadının anneliğe geçişi için gereklidir.
Hamilelik anne ve babaların bebekleriyle ömür boyu sürecek güçlü bağlar kurmaları için bir fırsattır.
İyi bir destek, sağlıklı bir yaşam biçimi ve hayatın stresi ile baş edebilme kabiliyeti sayesinde sağlıklı bir hamilelik, sağlıklı bir doğum ve sağlıklı bir bebeğe ulaşmak mümkün olacaktır.
Doğumdan sorumlu sağlık çalışanları kadınların doğumun normalliğine olan güvenini ve sağlıklı bir doğum yapabilme kabiliyetlerini arttırabilir veya azaltabilir.
Lamaze eğitimi
kadınların bedenlerine ve doğumla ilgili dürtülerine güven kazanmaları, hamilelik/doğum/emzirme/annelik alanlarında bilinçli/eğitimli tercih yapmaları konularında kendilerine güven duygusunu güçlendirir.
Lameza Felsefesine gore Doğum Bilinci;
Doğum normal, doğal ve sağlıklıdır.
Doğum tecrübesi anneyi ve ailesini derinden etkiler.
Kadının doğal dürtüleri doğumu yönlendirir.
Kadının doğumda kendine güveni ve başarısı sorumluluğu alan profesyoneller ve doğum yapılan yere bağlı olarak artabilir veya azalabilir.
Kadınların doğumda rütin müdahalelere gerek kalmadan doğal doğum hakkıdır.
Doğum doğal ve güvenilir bir eylemdir.
Kadınlar doğum eğitimi sayesinde sağlıkları ile ilgili kararlarda bilinçli tercih yapacak ve sorumluluğu alacak şekilde eğitilmelidir.
Lameza Felsefesine gore Anne- Baba Olma Bilinci;
İyi bir anne-baba olmak çocuklarınızın fiziksel, ruhsal ve duygusal gelişimi için olduğu kadar, kendiniz ve toplum için de yaşamsal bir önem taşır.
Anne-babalık coşkulu, önemli, tatmin edici ve verilen emeğe değer bir görevdir.
Anne-babalık doğumdan önce başlar. Çocuklarla anne ve babalar arasındaki özel bağ doğumdan başlayarak yaşam boyu devam ederken saygıyla karşılanmalı ve korunmalıdır.
Çocukların hayatında anne ve babalar eşit rol alır ve birbirlerinin yerini tutamazlar.
Anne-babalık öğrenilen bir sanattır. En önemli öğretmenlerimiz kendi anne-babalarımız, ailelerimiz ve çocuklarımızdır.
İyi bir anne-babalık için kendi ailelerimiz, arkadaşlarımız ve toplumumuzun desteğine ihtiyacımız vardır.
Kendimiz ve çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak kararlar alırken eğitim ve destek anne-babaların kendilerine olan güvenini ve kabiliyetini güçlendirir.
NEDEN LAMAZE FELSEFESİ VE DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİ?
Son yıllarda bebeklerin bilinmeyen hayatları; anne karnında ve doğum anında yaşadıkları, en çok tartışılan konulardandır. Bu konuda yapılan araştırmalarında desteklediği görüş; bebeklerin anne karnında duyduklarını, hissettiklerini hatta öğrendiklerini öngören görüştür. Özellikle doğum anının, bebekler tarafından hatırlanıyor ve yaşadıkları tecrübelerden pozitif veya negatif yönde etkileniyor oldukları kanıtlanmıştır. Bu nedenle doğuma hazırlanmak ve doğum anını kendi şartlarımız doğrultusunda planlamak doğru bir yaklaşımdır.
Hamilelik eğitimleri, anne ve baba adaylarına, gebelik, doğum, bebek bakımı ve kişilik gelişimi için doğru destekler gibi konularda rehberlik edecektir. Doğum eğitimlerinde; toplum tarafından üzerinizde oluşturulan negatif doğum korkularından kurtulmanız amacıyla doğumla ilgili gerçekleri öğrenecek ve gelen doğru bilgilerle duyduklarınızın ne kadar yanlış olduğunu anlayacaksınız. Bir sonraki aşamada bedeniniz ve bebeğiniz arasındaki mükemmel uyumu keşfedecek ve bu uyuma güvenmeyi öğreneceksiniz. Kurs sırasındaki yoga egzersizleri ile bedeninizin gebeliğin getirdiği değişimlere uyum sağlamasını ve doğuma hazırlanmasını sağlayacaksınız.
Doğum sırasında rahiminiz ve bebeğiniz mükemmel bir uyum içinde çalışarak doğumun en uygun şartlarda gerçekleşmesini sağlar. Sizin tek yapmanız gereken kendinizi gevşek bırakarak onların sizin için çalışmalarına izin vermektir. Bedeninizi gevşetmeyi ve rahat bırakmayı öğrenmelisiniz. Doğumda size yardımcı olacak derin gevşeme egzersizleri ve masaj tekniklerini öğrenmelisiniz.
Her kasılma bebeğinizin size doğru bir adım atmasıdır, bu nedenle her kasılmayı mutlulukla karşılamalısınız. Bebeğiniz daha güçlü ve daha hızlı adım attıkça siz bunu farkedip ona destek olmalısınız. Nefes egzersizleri özellikle kasılmalar ile başetme de doğumun en önemli destek yöntemlerinden birisidir. Doğum sırasında her kasılmayı (dalgayı) kendinizi korkularınızdan dolayı kasarak, nefes almayıp, nefesini tutarak geçiren gebeler de doğal olarak doğum ağrıları daha fazla hissedilir ve doğum süresi daha fazla uzar. Bu nedenle rahminizin rahat çalışması, kasılmalar sırasında bebeğinizin sağlıklı oksijenlenmesi ve bebeğinizin her attığı adıma yardımcı olmak için nefes tekniklerini öğrenmelisiniz. Sadece nefes çalışmaları bile bebeğinizle bir bütün olmanızı ve birlikte hareket etmenizi sağlayacaktır.
Öğrendiğiniz destek yöntemleri doğumda kontrolün sizde olmasını sağlayacak, kendinize ve bebeğinize güveniniz tam olacak ve bunların sonucunda doğumu korku dolu anlar yerine heyecan ve coşkuyla yaşayacaksınız.
Bebeklerin doğumdan sonra anneden uzaklaşması, onlarda güvensizlik hissine neden olacağı için her şey yolunda ise doğumdan hemen sonra bebeğin anne ile temas etmesi, annelerde anne-bebek bağının çok daha iyi kurulmasına, bebeklerde ise ileriye dönük problemlerin çok daha az yaşanmasına neden olacaktır.
Tüm bu süreçlerde babalar da anneler kadar eğitimlerin ve uygulamaların içindedir. Doğum bir ekip işidir ve bu ekip; anneler, bebekler, babalar ve sağlık personelinden oluşur. Babalar bebekleriyle bağ kurmak için doğmalarını hatta birkaç aylık olmalarını beklememelidir. Bebekleriyle anne karnındayken bağ kurmalı, doğum sırasında eşinin yanında ona destek olmalıdır. Lamaze felsefesinde bebeklerin hayatında anne ve babanın ayrı ayrı yerleri olduğu ve birbirlerinin yerini tutamayacağı savunulmaktadır. Anne karnındaki bebekle ilgilenen, onunla ilişki kuran babalar anneler daha fazla güven ve sevgi vermekte, bu da yarattığı pozitif etkiyle bebeklerin gelişimine olumlu katkılar yapmaktadır. Lamaze felsefeleri anneyi olduğu kadar babayı da doğuma hazırlamaktadır.
Lamaze felsefesi size mutlu bir hamilelik, keyifli bir doğum ve kusursuz bir bebek bakımı vadediyor. BİZ ise size sadece Lamaze felsefesini uygulamayı öğretmek istiyoruz.